2020 yılında salgın nedeniyle ülkemizde eğitim uzaktan yapılmakta. Sanıyorum 16 Mart'tan bu yana EBA üzerinden dersler devam ediyor. Haliyle ben ve benim gibi Beden Eğitimi öğretmenleri de derslerini uzaktan yürütmekteyiz.
Türkçe, Matematik ve Fen Bilimleri derslerinin ekran karşısında verilmesiyle bizim dersimizin verilmesi aynı şey değil. Biz öğrencimizle doğrudan fiziksel etkileşim kuran, görsel, işitsel ve dokunsal öğelerin ve uyaranların bulunduğu bir dersi uyguluyoruz. Bu nedenle Beden Eğitimi ve Spor dersinin uzaktan yapılması çok da mümkün değil diye düşünüyor olabilirsiniz ama bence mümkün.
Koronavirüs salgını, içinde olduğumuz çağı bize çok daha net olarak gösterdi. Artık dijitalleşiyoruz. Bu dijitalleşme sadece hastane randevusunu internetten alabilmek veya ikametgahını muhtardan değil de e-devletten alabilmek değil. Bunlar da sürecin bir parçası ama çok daha büyük bir gerçeklik var.
İş dünyası, çalışanlarını evden de yönetebildiğini kavradı. Hatta bazıları çalışanlarının gereksizliğini, otomasyon yazılımları sayesinde işlerini çok daha verimli ve ucuza halledebildiğini fark etti. Eğitim sektörü, işin sadece okullarla sınırlı kalmayacağını daha iyi anladı. Çünkü yeni nesil, okul sıralarında gördüğü eğitimi odasında görmeye başladığında o eğitimin ne kadar yetersiz olduğunu anladı. Burada öğretmenlerimiz hemen tetiklenmesin. Sözüm size değil. Çocukların ve gençlerin öğrenme yöntemleri değişiyor. Öğrenme stilleri, anlayışları farklılaşıyor. Çünkü kaynaklar çoğalıyor. Öğrenme araçları çağımıza uygun hale geliyor. Sadece öğretmen anlatımı ve kitaplar yetmiyor bu çocuklara. İnternet üzerinden yapay zeka soru çözümleri, çapraz okumalar, birlikte kurdukları Zoom grupları üzerinden yaptıkları süresiz etütler... Sadece okul dersleri de değil artık çocuklar ve gençler, internetten edindikleri bilgilerle ve çevirim içi eğitimlerle daha 15'inde 16'sında meslek sahibi olabiliyorlar. Bu meslekler -ben dahil- bizlere tuhaf gelse de hayatın gerçeği...
