top of page

CÜMHURİYET, GİRİŞİMCİLİK DEMEKTİR.


+ Yalnız "Cümhuriyet" değil, "Cumhuriyet" o... :S

Şu fotoğraf çekilirken yukarıdaki gibi bir cümle geçmiş midir bilmem ama bu fotoğraf çok ama çok şey anlatıyor bizlere...


Bu fotoğraf 1933 yılında Uşak'ta 29 Ekim yani Cumhuriyet Bayramı kutlamalarında çekilmiştir. Temsili bir fotoğraftır ve çok önemli bir mesaj vermektedir.

Fotoğrafta cumhuriyetin ilk u'su, ü olarak yazılmış. Kimse de itiraz etmemiştir ve 76 yıl sonra bile kimse itiraz etmemektedir. Orada bulunanların hepsi, 15 yıl önceki Kurtuluş mücadelesini en derinden yaşayanlardır. Kurtuluş Mücadelesi, bizlerin örnek alması gereken büyük bir girişimdir. Nasıl mı? Bir bakalım...

Genç ya da yaşlı olmanız farketmez, yeni bir işe kalkıştığında -şuanki popüler tabirle "start up" sürecinde- türlü zorluklarla karşılaşırsınız.

- Paranın olmaması,

- Çevredeki insanların olumsuz sözleri,

- Yatırımcıların bir türlü yatırım yapmaya yanaşmaması,

- Yeterli bilginin olmaması,

- Zamanın olmaması,

- Ekibin yeterince azimli olmaması bu zorluklardan bazıları ve bence en önemlileridir.

Yalnız yukarıda yazdığım zorlukların hepsi dışsal zorluklardır. Bir de girişimi yapacak olanların içsel yani ruhlarında ve kişiliklerindeki zorluklar vardır.

- Mükemmelliyetçi olmak,

- "Oldum" delisi olmak ve öğrenmeyi bırakmak,

- Ertelemek,

- Olumsuz düşünceler üretmek,

- Umutsuzluk,

- Kendini olduğundan daha yukarıda görmek gibi durumlar da kişilerin kişilik ve ruhsal zorluklarıdır.

Cumhuriyet, tüm bu zorlukların içinde barındığı fakat her birinin tek tek çözüldüğü bir girişimdir.

- Paranın olmaması

Tüm ülke seferber olarak, elinde avucunda ne varsa mücadele için kaynak yaratmıştır. Paranın tek başına bir savaşı kazanmak için yeterli olmayıp sadece bir araç olduğu, birliğin ve tek bir yumruk olmanın her şeyin üzerinde olduğu anlaşılmıştır.

Girişimlerdeki, "paramız yok reklam yapamıyoruz." gibi bir düşünce tamamen geçersizdir. Evet, para varsa gayet güzel reklam yapılır fakat girişimin duyulması için, kişilerin çevrelerinden yardım istemeleri ve kendi yaratıcılıklarını daha fazla tetiklemeleri en azından para gelene kadar işlerine yarayacaktır. Yine en azından dünyanın gelmiş geçmiş en büyük deniz kuvvetlerine sahip İngiliz Donanmasını denize gömerken işimize yaramıştır.

- Çevredeki insanların olumsuz sözleri

Sanırım bu durum tüm girişimcilerin ortak sorunudur. Sadece arkadaş çevresi değil, aileler bile olumsuz düşüncelerini -ki çok daha sert biçimde- ifade ederler. Kurtuluş mücadelesinde bu hat safhada meydana gelmiştir.

Padişah'ın talimatıyla dönemin meşhur damadı Ferit Paşa'nın eşliğinde Sevr anlaşması imzalanmış ve tüm ülkenin adeta kolu, bacağı, gövdesi, ağzı, kulağı bağlanmıştır. Aynı sene içinde Atatürk için idam kararı çıkarılmıştır. Dönemin bağnaz dernekleri ve toplulukları Kurtuluş Savaşı'nı haram ilan etmiş ve askerlerin %30'u kaçmıştır. Aynı zamanda hainlikler de diz boyudur. Şimdi girişim yapacak arkadaşlara söylüyorum; adına idam kararı çıkmış olsa ve tüm ülke sana karşı olsa dahi girişimini olumsuz çevre koşullarının altında toprağa gömemezsin arkadaşım!

- Yatırımcıların bir türlü yatırım yapmaya yanaşmaması

Bu en sevdiğim bölüm çünkü Kurtuluş Savaşı sürecinde, halkın kendi oluşturduğu kaynak ve gönüllü yardımların dışında hiçbir "yatırımcı" bize tek kuruş vermemiştir. Ki yardım etmek isteyenler, bizden omurgamızı istedi ve zaten biz de bunu kabul etmedik.(Sovyet Rusya yardımcı)

Yatırım olmaması demek, işin bittiği anlamına gelmez. Bu durumlarda girişimciler kendi potansiyellerini açıkça ortaya koymak için çaba göstermelidirler. Çevrelerden almaktan çekinmemeli, destekleri için uzman insanları ikna etmelidirler.

- Yeterli bilginin olmaması

Bir girişimcinin, kendi girişimi hakkında bilgi sahibi olmaması durumu çok saçmadır. Kendi girişiminin her bir zerresini bilmek zorundadır. Yalnız teknik açıdan bilmediklerini, konunun uzmanlarından destek alarak yapabilirler. Siz Kurtuluş Savaşı sırasında Atatürk'ün sanatçıları İstanbul'a gönderdiğini biliyor muydunuz? Göndermiştir. "Savaşlar bitecek ama sanat ve tarih daima ilerleyecek." demiştir. Sanat ve Tarih de Cumhuriyet girişiminin en önemli taşlarındandır.

- Zamanın olmaması

Belki Sakarya Meydan savaşında, çadırında uyuyan bir er olup, İsmet Paşanın emriyle taaruza geçme emrini aldığımızı hayal edebiliriz. Yalnız burada er olarak "Teknoloji Seminerine" değil, ölüme gittiğinizi düşünün. Zamanın yokluğu kimin için daha gerçekçi olurdu?

Zamanın olmaması, zaman planlaması konusunda uzman olmak harika bir fırsattır.

- Ekibin yeterince azimli olmaması

Cumhuriyet girişimi sırasında verilen Kurtuluş Savaşında, asker kaçakları, hain örgütler, emperyalist güçler ve savaşı yöneten insanların arasındaki uyumsuzlukları düşündüğümüzde, ekibin yeterince azimli olmaması durumu tamamen sizin girişiminize olan inancınızla orantılıdır. Dilerseniz ekibinizi değiştirebilirsizin dilerseniz onları motive edersiniz. Ama girişiminizden vazgeçemezsiniz.

Dışsal sorunları düşündüğünüzde, Cumhuriyeti kurma fikri ve verilen mücadele imkansızlık derecesinde zordu. Ama üstesinden gelindi.

Çünkü Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk, halkına sımsıkı bir inançla bağlıydı ve güveniyordu. Kendisine sorulan "Nasıl başarılı oldunuz?" sorusuna dünyada eşi benzeri olmayan bir tarzda yanıt vermiştir."Ben bir işte nasıl başarılı olurum diye düşünmem. Engeller nedir diye düşünürüm. İşin önündeki engelleri kaldırdım mı, başarı kendiliğinden gelir."demiştir.

Mükemmelliyetçi olma sırası değil, girişiminiz henüz olgunlaşmamışken...

Oldum demek öldüm demektir, girişiminiz bir insana henüz dokunmamışken...

Yapılacak işleri ertelemek boşunadır, girişiminiz henüz ortaya çıkmamışken...

Olumsuz düşünmek çok tehlikelidir, henüz umudu farketmemişken...

ve

İnsanlara katkı sağlamak amacın yoksa hiç girişme bence, sadece paranın peşinden giden vurguncu olursun potansiyelini henüz keşfetmemişken...

Teşekkürler!

Mustafa.

36 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Son Yazılarım

bottom of page