top of page

İstatistik Cesaret İşidir!


2012 yılında çok yakın olduğum bir arkadaşıma doğum günü hediyesi almıştım. Bir kitap. Kitap 90'lı yıllarda yazılmış ve bilgisayarların çalışma mekanizmasını mizahi bir dille anlatan keyifli bir kitaptı. Yaprakları sararmış ve gerçekten çok eski görünüyordu.

Kitabı satın almadan önce biraz bakındım. Teknik yüzlerce bilginin arasından "İstatistik ve Analiz" bölümüne denk gelmiştim.

O zamanlar istatistiklerin saçma sapan bir şey olduğunu düşünüyordum. İnsanları belirli kalıplarda incelemenin hiçbir zaman gerçek bilgiyi bize vermeyeceğini düşünüyordum. Çünkü istatistik, geçmişte yaşanmış olayların, durumların, henüz sadece bir rakam ya da harf olarak duran verilerden bir anlam çıkarmaktı ve bu anlamın hiçbir zaman gerçeği göstermeyeceğini düşünüyordum.

Bu düşüncemin altında yatan sebep ise, rakamların insanların daha büyük işleri yapma konusunda onları durdurduğunu düşünmemdi. Örneğin, "12 yaşında 5000 kişi üzerinde yapılan X araştırmasına göre bu yaş grubundaki çocukların hiçbirinin uzay araştırması yapmadığı görülmüştür." gibi bir istatistik, 12 yaşında bir çocuğun kendi tasarladığı Kuantum Teleskobuyla, bir gezegen keşfedene kadar geçerlidir. Fakat bu istatistikler, insanların gözlerine sokulursa, insanların umutlarının kırılacağını ve "Kimse yapamamış ben de yapamam." gibi bir sonuca varılmasının muhtemel olacağını düşünüyordum.

O kitapta da, o dönemde sahip olduğum yukarıdaki düşünceme uyan harika bir söz vardı.

"Hayatta 3 tip yalan vardır. Bir; Yalan. İki; Kuyruklu yalan. Üç; İSTATİSTİK!"

Yıl 2016 ve istatistik bilimine olan bakış açım bambaşka bir hal aldı.

Öncelikle istatistik tutmanın ne kadar büyük bir emek gerektirdiğini farkettim. Okulda öğrencilerimden aldığım bazı verileri işlemem gerektiğini anladım.

Örneğin,

Okuldaki öğrencilerin kaçta kaçı Karate'ye katılıyordu?

Karate'ye katılan öğrencilerin kaçı kız kaçı erkekti?

Karate'ye katılanlardan kaçı haftanın kaç günü geliyor?

Karate derslerine devam eden öğrencilerle süreklilik göstermeyen öğrenciler arasında performans farklılıkları neler?

Rehber öğretmeni olduğum sınıfta deneme sınavlarında kaç öğrenci netlerini %10 ve üzerinde artırmış ve artırmalarının nedenleri ne olabilir?

Aklıma binlerce soru geliyor ve okulda öğrencilerime sürekli ufak anketler uygulayarak ortada olan verileri düzenliyorum.

Bazen, istatistikçilerin Obsesif Kompulsif bozukluğa sahip olduklarını düşünüyorum. Evet bence var. Hatta bende de var. Düzeyini bilmem ama istatistik, takıntılığı da beraberinde getiriyor. Bilgiyi ve bilginin derinliğini ardından elde edilen işlenmiş bilgiyi kullanabilmeyi sağlıyor.

En son yapmaya niyetlendiğim istatistik ise, Karate antrenmanlarına katılan öğrencilerin deneme sınavlarındaki farklılıklar idi. Şuan hala üzerinde çalışıyorum bittiğinde ayrı bir yazı olarak ele alacağım.

İstatistik kişisel hayatımda da yer tutmaya başladı. Kendimi, belli süre aralıklarında belirlediğim konularda analiz ediyor ve elde ettiğim verileri bir istatistiğe döküyorum.

Örneğin geçen hafta kendime 21 maddesi olan bir yapılacaklar listesi yaptım. Bu her ay düzenli olarak yaptığım Muhteşem 7 Gün projemin içerisinde olan bir etkinlikti. Hazırladığım 21 maddeyi yaptıkça gün gün çentik atıyordum.

Bugün farkettim ki, 5 kategoride hazırladığım yapılacaklar listesinin 3 kategorisi tamamiyle yapılmış fakat 2 kategorisi neredeyse hiç yapılmamıştı.

Bu liste bana o kategorilerin hayatımdaki yerini sorgulattı.

Aslına bakarsanız o 2 kategori, üzerine düştüğümde yaşamımda olağanüstü değişiklikler ve gelişmeler yaratacak kategori. Fakat listeye baktığımda neredeyse hiç çentiklenmediğini farkettim. Hatta ve hatta, yapıldı çentiği attığım günleri düşündüğümde, kendimi ne kadar zorladığımı hatırladım...

Şimdi bu istatistik, çarpıcı bir analize dönüştü ve belki günlük yaşamımda o iki kategorinin yerini sorgulamam neden olacak.

Analiz etmek, yaşamımızda olan bilgilerin matematiksel karşılıklarını yaratmak gerçek anlamda cesaret isteyen bir davranış.

İstatistik, şans ve mide gazı etkisindeki niyetleri boşa çıkarıyor ve önce insana ne durumda olduğunu gösteriyor. İnsanın en çok ihtiyacı olan şey de bu değil mi?

Hepimiz her gün kendimizi ya olduğundan büyük görüyoruz ya da olduğumuzdan daha yetersiz görüyoruz fakat gerçekte biz neyiz bilmiyoruz...

Bu nedenle bu güzel pazar günü, yaşamımıza bir bilim adamı tavrıyla uzaktan bakıp, ne durumda olduğumuzu analiz etmek için harika bir gün...

Keyifli pazarlar...


 
 
 

Comments


Son Yazılarım

bottom of page