top of page

İstemek ile Talep Etmek Arasındaki Fark

Hayatta hayal ettiğimiz şeyleri gerçekleştirmek için önce istemeliyiz. Fakat istemek çoğu zaman yoksun hissetmektir. Peki ya talep etmek?



İstemek, keyifli bir eylemdir. Ama içi boştur. İstenilen şeyin yoksunluğunu oluşturur ve hayatta karşılığı yoktur. Kişinin bir şey istiyor olması, ondan mahrum bulunduğu mesajı taşır. İstenilen hiçbir şey gerçeğe dönüşmez diyemeyeceğim fakat gerçeğe dönüşse bile kalıcı bir değer taşımaz.


Ama gereklidir!


İstemek ilk adımdır. Çünkü bir eşyayı ya da bir tecrübeyi istediğinizde önce onun sizde olmadığını kabul etmiş olursunuz.


Benim bir huyum var. Herhangi bir şey hakkında düşünürken mutlaka sözlüğe bakarım.


Acaba TDK'de "istemek" ne anlama geliyor? "İstemek" kelimesi bir eylem olduğundan dolayı "istek" kelimesine bakacağız.


İstek: Bir şeye duyulan eğilim, arzu, şevk. Bu birinci anlamı olarak geçiyor. İkinci anlamında ise bu yazının başlığında geçen "talep" kelimesini görüyoruz. Fakat "talep" kelimesi "istek" kelimesini "başkası tarafından yerine getirilmesi istenilen talep" olarak tanımlıyor.


Anlaşılan o ki; "istek" kelimesinin dilimizdeki tanımı tam oturmuş değil. Çünkü bir kelimeyi tanımlarken o kelimeyi tanımın içinde kullanamazsın. Bu nedenle "istek" kelimesinin birinci anlamına dönmemiz daha uygun olacaktır.


Herkes bir şeyler ister. Yani arzu ve şevk duyar. Maddi şeyler ya da manevi şeyleri ister dururuz. Peki istek, o isteği gerçeğe dönüştürmekle ne kadar bağlantılıdır? İsteyen kişi aslında gerçeğin peşinde midir?


Bebekleri düşünelim.


Bebekler, açlıklarını nasıl ifade ederler?


"Annecim merhaba. Size anne diyorum doğru mu? Tamam... Benim biraz karnım acıktı da menüde neler var acaba? Süt mü? Yine mi? Bir miktar almak istiyorum. Yo yo şimdi olmaz zorunda değil. Ne zaman müsait olursanız. Sadece isteğimi bilin istedim..."


Bizde bir atasözü vardır: "Ağlamayan bebeğe süt vermezler."


Bebek acıktığında basar zılgıtı! Ama bu onun zorunlu halidir. Bebektir o.


Peki bebek isteğini mi belirtmiştir yoksa talepte mi bulunmuştur?


Talepte bulunmak nedir? İstemekle farkı nedir?


Talep, eylem içerir. Kişi talep ettiğinde yoksunluk hissetmez. O tecrübeyi yaşamaya ihtiyaç duymaz. Çünkü kendisini o tecrübenin içinde hisseder.


İsteyen kişi, istediği şeyin yoksunluğunu kendine hatırlatır.


Talep eden kişi ise talepte bulunduğu şeyin gerçekliğini.


Şimdi bir örnek verelim:


Ben hayatımın her aşamasında bir şey isterken, onu talep etme eylemine nasıl dönüştüreceğimi düşünürüm.


2010 yılında, üniversitenin ilk yılında, Karate dersi vermek istiyordum. O zaman halen milli takımda sporcuydum ama üniversitenin ilk yılından itibaren antrenörlük ve öğretmenlik hayatıma başlama hevesindeydim.


Oturdum ve ne "yapabilirim" diye düşündüm.


Baba bu tecrübeyi yaşatacak strateji ne olabilirdi?


Etrafımda özel ders veren ya da Karate antrenörlüğü yapan insanlara sordum. Onların tecrübelerini dinledim. Sonra bir dosya hazırladım. "Şuan bir iş görüşmesi ya da özel ders görüşmesi yapacak olsam nasıl bir etki bırakırdım?" diye kafa yordum.


Ardından etrafımdaki spor salonlarının listesini çıkardım. Orada dersler verebilirdim. Arkadaşlarıma ders vermeye başladığımın haberini saldım.


Çok geçmeden İstanbul Metrocity'deki spor salonunda haftada 2 saat ders verip veremeyeceğime dair bir telefon aldım. Gittim görüştüm ve 2 yıl boyunca bana harika şeyler katan bir tecrübe yaşadım.


Talep etmek, yapacağın işte ciddi olduğunu göstermektir.

Talep etmek, hayatın çekim enerjisini harekete geçirmektir.


Talep etmek, inancı ve insanın kendine duyduğu güveni artırır.


Ben özel ders vermeyi isteseydim, o arzuyla etrafa bakıp, içi boş ve inançsız kelimelerle bunu ifade etmekten başka bir şey yapmazdım.


Başka bir örnek vereyim...


Kendinizi işveren olarak düşünün. Elinizde bir kurgu işi olsun ve videonuzu parçalayacak, bölecek, efekt ekleyecek yani bir filme dönüştürecek kişiyi arıyor olun. İlanı verdiniz ve bekliyorsunuz.


2 tane başvuru gördünüz.


Birinci başvuran kişi, "O işi ben yapmak istiyorum." diyor.


İkinci başvuran kişi ise, önce yaptığı işlerin listesini atıyor. Altına bir link eklemiş önceki işlerini kendi web sitesi ve uygulamasından görmenizi sağlıyor. Tecrübeli olduğu kurgu programlarını listeliyor. Kullandığı bilgisayarı yazıyor. Bugüne kadar hangi işi ne kadar sürede yaptığını belirten bir inografi ekliyor. İnsanların onun hakkında neler söylediğinin yer aldığı bir bölüm de ekliyor.


İşi hangisine verirsiniz?


Talep etmek, halihazırda "VAR" enerjisini yaymaktır.


Yukarıdaki örnekte ikinci başvuran kişi,

  • o işin gerektirdiği yeterliliğin kendisinde VAR olduğunu belirtmiştir.

Birinci başvuru sahibi ise sadece istiyor.


Sınava mı çalışıyorsunuz?


Amacınız Fen Lisesi ya da Endüstri Mühendisliği mi?


İsteyen misiniz, TALEP EDEN Mİ?


İsteyen kişi, ihtimalleri düşünmez. Bu nedenle ders çalışmak yerine oyun oynar, gezer, tozar...


Talep eden kişi, her türlü soru tipini bilir. Her konunun detayını inceler. Kendisini sürekli bir denemeye alır. Böylece eksiklerini görüp sınav öncesi tüm eksiklerini kapatmayı hedefler. Çünkü sınav onun için bir engel değildir. Sadece sürecin bir parçasıdır.


Sporda da aynısı geçerlidir.


Yarışmalara giren sporcuların en büyük hedefleri milli takıma girmektir. Bu hedef doğrultusunda bazıları İSTEYEN bazıları da TALEP EDEN kişi olmayı seçer.


İsteyen sporcu;

- Antrenmanlara geç kalabilir.

- Kendini yorgun hissettiğinde antrenmana gelmeyebilir.

- Maçta zor anlarda maçı bırakabilir.

- Disiplin onun için okulda ne yaparsa yapsın almayacağını bildiği bir cezadır.(!)


TALEP EDEN SPORCU İSE;

+ Antrenman öncesi hazırlığını yapmıştır ve en az 15 dakika önceden oradadır.

+ Antrenman günleri kendini yormaz çünkü performansını etkileyeceğini bilir.

+ Erken yatar, erken kalkar.

+ Her maç onun aynasıdır. Yendiğinde de yenildiğinde de eksiklerini görür, öğrenir ve yoluna devam eder.

+ Disiplin, onun karakteridir.

+ Tutarlıdır.

+ Hasta olmaz; çünkü kendine iyi bakar. Hasta olduğunda da antrenmanları gevşetmez.


Farkı iyi yansıtabildim mi?


Talep eden kişinin, eksiklik hissi yoktur. Kendisini bütün hisseder. Attığı her adımda ulaşmak istediği yere yaklaştığını hisseder, kendini orada görür ve bunu hatırlatır.


Son bir örnek vermek istiyorum!


Biz, isteyen değil TALEPTE BULUNMUŞ insanlar sayesinde ülkemizde özgürce yaşıyoruz.


Bunun en net örneklerinden birisi de Kurtuluş Savaşı sürecidir.


Mustafa Kemal ATATÜRK, zaferin ancak milletle beraber kazanılacağından emindi. Bağımsızlığı isteyenin sadece kendisi olmadığını, aslında tüm ülkenin bunu istediğini biliyordu. İş, bunu talebe çevirip dünyaya göstermekteydi.


Erzurum Kongresi, ardından Sivas Kongresi ve 1920 yılında kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi bu talebin örneğidir. Henüz ülke kurulmadan meclisin kurulması, o ülkenin vatandaşlarının temsil hakkının olduğunu ve bağımsız bir vatan talep ettiklerini gösterir.


Bu talep, önce bizi; Türk milletini gerçekleştireceği işe inandırmıştır. Ardından da işgal güçlerini. Sonrasında yaşanan 4 büyük savaş, bunun ne kadar güçlü bir talep olduğunu göstermiştir. Düşman kuvvetleri 9 Eylül'de İzmir'de yüzmeyi öğrenirken, halkın bu güçlü duruşu, hayal gibi gözüken şeylerin gerçekliğini bize hatırlatır.


Peki sizin görüşleriniz neler?


İstemekle talep etmek arasında belirttiğim bu farklar hakkında ne düşünüyorsunuz?


Yorumlarınızı bekliyorum efendim!



 
341 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Son Yazılarım

bottom of page