top of page

Elinde çekiç olan her şeyi çivi görür.


Yazının başlığından bir sürü farklı anlam çıkabilir. 2 gün önce "Arrival" filmini izlediğimde, oradaki dil bilimci de bu cümleyi kurmuştu. Uzaylılarla iletişim kurmak için güya dilimizi öğretiyorlardı. Çinliler ise satranç yoluyla iletişim kurmak istiyorlardı. Bu cümle söylendiğinde filmin gidişatına cuk diyor oturmuştu.


Ben Çekiç-Çivi benzetmesini daha farklı bir açıdan incelemek istiyorum.

Bir işi bitirmek için ne gerekir?

Önce o işi iyi anlamak ve onun üstesinden gelebilecek fikirleri, temel bilgiyi ve süreç boyunca ihtiyaç olan inancı depolamak gerekir.

Amacın sınavı kazanmak ise, önce sınavda çıkacak bilgileri öğrenmek en önemli adımdır.

Peki sonra?

Bilgi, bir yemeğin malzemeleri gibidir. Kek yapmak için markete gitmektir "Bilgi". Un, kabarma tozu, şeker, kakao vs. almaktır. Onları alırsın ve tezgaha koyarsın. Keki yapmak için, o malzemeleri sırasıyla ve miktarıyla birbirine karıştırıp, ısıtmak gerekir.

Bazıları kek ustasıdır, bazıları ise kek yerine şekerli hamur yapar. Peki bir usta ile acemi arasındaki fark nedir?

TEKRAR, TEKRAR VE TEKRARDIR!


Yaşamda hangi örnek olursa olsun, bir işin nihai sonucuna ulaşmak için yapılacak en önemli şey; o işi tekrarlamaktır.

Sporcular; tekrar ustalarıdır. Bir hareketi spor yaşamı boyunca tekrar eder. "Tamam oldu!" demenin sporda bir karşılığı yoktur çünkü hiçbir zaman mükemmel teknik yoktur. Her zaman birisi çıkar ve öncekinden daha iyi yapar. Sonra bir başkası çıkar ve ondan daha iyi yapar ve bu iş böyle gider.

Derslerde başarının sırrı nedir?

Tabi ki de TEKRAR!

Dünyada hiçbir öğrenci yoktur ki sadece derste dinlediği bilgiyle başarılı olsun. Zihinsel farklılıklar olsa da, insan tekrarlamadığı her şeyi unutur.

Okulda TEOG sınavında ve diğer denemelerde başarılı olan öğrencilere sorduğum bir soru var.

"Nasıl çalışıyorsun?"

Bu sorunun yanıtı hiçbir zaman değişmez.

"Konuyu evde bolca tekrar ediyorum."

Başarılı öğrenciler, bir konu üzerinde "Tamam konuyu öğrendim artık tekrar etmeme gerek yok." demezler. Her konu, sınav sürecinde tekrar edilir.

Peki duygusal meseleler?


Ruhsal durumumuz, çevremize, alışkanlıklarımıza ve dönemsel gelişmelere göre değişebilir. Fakat genel ruh hali diye bir durum var.

Bazı insanlar, hayatlarında sorun yaşasa da her zaman olumlu bir ruh halindedirler. Sorunları da bu çerçevede ele alırlar ve sonunda çözerler ya da yollarına devam ederler. Onlar için kaybetmek diye bir şey yoktur. Ya kazanırlar ya da öğrenirler.

Bazı insanlar da olumsuz ruh hallerinden hiç çıkamazlar. "Aaa bak ne güzel bir manzara!" dersin, o da sana "İyi de hava yağmurlu çabuk gidelim burdan!" der.

Kendimize söylediğimiz cümleler, tanımlar da tekrardır.

Anadolu'da bir söz var; "Bir şeyi 40 kez söyledin mi gerçek olur." diye.

Bir tane daha var; "Üzüm üzüme baka baka kararır."

Ha bir tane daha geldi aklıma; "Körle yatan şaşı kalkar."

Bak bi tane daha; "Damlaya damlaya göl olur."

Bu son; "Taşı delen suyun gücü değil; damlaların sürekliliğidir."

Belki de bilmediğim daha bir sürü atasözü vardır.

İşte ben de bu noktada çekiç ve çivi örneğinin önemini vurgulamak istiyorum.

Bir çiviyi çok az ihtimalle tek bir vuruşta çakabilirsin. Belki de ustalaşırsan bu mümkün. Ama o süreçte mutlaka çiviyi bir kaç vuruşta çakabilirsin. Hatta çoğu zaman çivi yamulabilir ya da doğru noktaya denk gelmeye bilir.

Elindeki çekiç senin hedefine giderken ki kararlılık ve inancındır. Bu yolda bulduğun her çiviyi doğru bir şekilde çakmak zorundasın.

İşte o zaman, başarı kaçınılmaz olur.


103 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Son Yazılarım

bottom of page