top of page

Yaşlı Cato Yaşlılık Üzerine Kitabından Notlar

Cicero'nun M.Ö. 60'lı yıllarda kaleme aldığı "Yaşlı Cato veya Yaşlılık Üzerine" eseri oldukça ilgi çekici. Kitap, yaşlılık üzerinden zamanın nasıl değerlendirilmesi gerektiğini de vurguluyor.


Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'nın 111.Baskısı olan bu eseri bir çırpıda bitirdim. Zaten zamanla ve yaşlılıkla ilgili ara ara endişeleri olan biriyimdir. Yaşlılığın sonuçları hakkında endişelenmenin yersiz olduğunu bu 40 sayfalık eser sayesinde farkettim.


Kitabın yazarı "CİCERO". Kendisi M.Ö.106 yılında Roma'nın güneydoğusunda bulunan Arpinum kasabasında doğuyor. Fiziksel işlerden daha çok aklın çalıştırıldığı işleri seviyor ve kendisini entelektüel olarak yetiştirmek istiyor. O dönemde de kültürlü olmanın karşılığı Yunanca bilmek olunca bizim Cicero Yunanca öğreniyor. Yetmiyor Roma Hukuk'u üzerine eğitim alıyor.


16 yaşında Roma'ya hizmet etmek için askere gidiyor ama bildiğin bedelli. Sonradan "Ağbi askerlikte mantık yok yaa" deyip, peygamber ocağından ayrılıyor. Kendini hukuka ve adalete veriyor. Annesinin "Oğlum bak herkeşler kendini kurtarır sen ortada kalırsın." demesine rağmen avukat oluyor ve yıllar geçtikçe ünleniyor. Fenerbahçe davasına baktığı da söylenir...


Mesleğinde Roma'da gittikçe ün salıyor. Bu ünü, şanı ve şöhreti ona getiren yeteneği ise HİTABET yeteneği oluyor. Bizim Cicero reyiz, çok iyi konuşuyor, konuştukça insanlar hayranlıkla onu izliyor ve boşanma davalarından ağır ceza davalarına kadar herkes işini Cicero'ya yaptırıyor. Tabi Cicero parayı vuruyor...


Gel zaman git zaman, M.Ö. 63 yılında -ki o zamanlar yıllar geriye doğru gidiyormuş...- CONSUL oluyor.


CONSUL nedir?


Roma'da devletin en yetkili hukuk organı. Binevi savcı. Ama seçilmeleri için kişinin özgeçmişi ve yaşı önemli. 40 yaşından önce consul seçilemiyorsun. Ama seçilenler de öyle yan gelip yatmıyor. Görev yetkileri geniş ve sorumlulukları büyük.


Şimdi gelelim kitabın içeriğine.


Yaşlı Cato kim?


Romalı bir devlet adamı olan Cato'nun aslında kitapla bir ilgisi yok. Bizim Cicero, kitapta, kitabı sanki o yazmış gibi onun düşüncelerinin bir yansımasıymış gibi yazmış.



Allah'ı var; Cato da büyük adammış. Ama Yunanları sevmezmiş. Roma, Akdeniz'e hakim olduğunda Yunan edebiyatının Roma'ya zarar verdiğini düşünüp, eleştirmiş. Hatta Sokrates'in arkasından "Ülkesinin adetlerine karşı gelip vatandaşları yasaların aleyhine olan düşüncelere çekerek tiran olmaya çalışan BÜYÜK GEVEZE" demiş. Ölü adamın arkasından söylediği şeye bak...


Ama sonra şeytan dürtmüş ve ölümünden önce Yunan edebiyatına ilgi göstermiş. Okumuş araştırmış ve Cicero'nun dediğine göre, onu bilge yapan şey de Yunan edebiyatından öğrendikleri olmuş.


Eeeeee Cato efendi! Büyük lokma yiyeceksin ama büyük konuşmayacaksın!


Kitabın genel özeti şu:


"Yaşlılıkta yaşamı zor kılan yaşlılığın kendisi değildir, insan gençlikte yaptığı hatalardan ötürü yaşlılığını katlanılamaz kılar."


"Özeti okudum artık sayfayı kapatabilirim!" deme kardeşim. O kadar not tuttum. En azından notları oku ya da 2-3 dakika daha sayfada kal ki biz de yolumuza bakalım...


Kitaptan aldığım notlar:


  • Cato için, kaygıyı azaltan ilkeler ÖLÇÜLÜLÜK ve DÜRÜSTLÜKTÜR. Bunu da şurdan anlıyoruz: Flaiminius diye birine şu cümleleri söylüyor: "Sana gece gündüz kaygı içindesin diyorlar inanmıyorum. Zira ruhundaki ölçülülük ve dürüstlüğün şahidiyim."


  • "İyi ve mutlu yaşama kabiliyeti bulunmayan insanlara her çağ ağır gelir. Buna karşın her iyiliği kendinden bekleyenlere doğadaki zorunluluğun neden olduğu (yaşlılık ve ölümden bahsediyor) bir şeyin kötü görünmesi mümkün değildir.


  • "Asıl suç yaşlılıkta olsaydı, diğer bütün yaşlılar gibi benim de aynı dertlerden muzdarip olmam gerekirdi. Oysa öyle insanlar tanıyorum ki, yaşlılığa hiç sızlanmadan katlanıyorlar, ne ihtirasların zincirlerinden kurtulmalarını öfkeyle karşılıyor, ne de yakınları tarafından hor görülüyorlar. BU TÜR SIZLANMALARIN SUÇU YAŞTA DEĞİL, KARAKTERDEDİR.


  • "Huysuz ve geçimsiz değil, aksine ılımlı olan yaşlılar katlanılabilir bir yaşlılık sürer; arsızlık ve geçimsizlik yaşamın her çağında bunalıma neden olur."


  • "Yaşlılık çok fakir olana, bilge de olsa kolay gelmez; buna karşın akılsız olana, onca zenginlikte bile ağır gelir."


  • "Yaşlılığa karşı en uygun silahlar ilimler ve erdemlerin eyleme dökülmesidir."


  • "Büyük işler kuvvet, hız ya da çeviklikle değil; düşünce, otorite ve karar verme yeteneğiyle yapılır; bunlar da yaşlılıkta azalmak şöyle dursun, daha da artar."


  • "En büyük devletler gençler tarafından çökertilmiş, yaşlılar tarafından kurtarılmış ve ayağa kaldırılmıştır." -> Bu sözüne katılmıyorum Cato efendi... 20.yüzyılı bir görseydin vallahi o geveze dediğin Sokrates'in hayrına lokum döktürürdün.


  • "Yaşlıların zihinsel yetenekleri kalır, yeter ki azimleri ve çalışmaları da sürsün."


  • "Yaşlılık rahatsızlık vermekten ziyade hoşa gider. Akıllı yaşlılar iyi bir karaktere sahip gençlerden nasıl hoşlanırsa, gençlik tarafından saygıyla karşılanıp sevilen insanların yaşlılığı nasıl daha katlanılabilir olursa, aynı şekilde gençler de yaşlıların öğütlerinden keyif alır, bu öğütler sayesinde erdemleri arzulamaya yönlendirilir."


  • "Çoğunlukla dili etkileyici olan yaşlı birinin iyi hazırlanmış, sakin konuşması kendisine dinleyici bulur"


  • "Öyle ya, etrafı gençliğin öğrenme arzusuyla çevrilmiş yaşlılıktan daha tatlı ne var?"


ZİHİNSEL VE FİZİKSEL KUVVET HAKKINDA

  • "Kuvvet eksikliği, genelde yaşlılıktan ziyade gençlikteki hatalardan kaynaklanır, şehvet düşkünü olan, ölçüsüz gençlik, yaşlılığa dermansız bir beden bırakır."

  • "Yaşlılıkta hiç mi kuvvet yoktur? Yaşlılıktan kuvvet beklenmiyor ki?"

  • "Öyle çok dermansız yaşlı var ki, yaşamın gerektirdiği görevlerin ve işlerin hiçbirini yerine getiremiyorlar. Tamam da bu yaşlılıktan kaynaklanan bir kusur değil, genel olarak sağlıkla ilgili bir kusur."

YAŞLILIKTA TEMBELLİK HAKKINDA

  • "Sağlıklı olma yolunu bilmeli, ölçülü talimlerden yararlanmalı; kuvvetimizi azaltacak değil de, tazeleyecek bir yeme içme alışkanlığımız olmalı.

  • "Kolayca inanan, unutan ve gevşemiş yaşlılığın sebebi yaşlılık değildir. İşe yaramayan, tembel ve uykusu yaşlılığın kusurlarıdır. Şımarıklık ve şehvetin yaşlılardan ziyade gençlerin, ama tüm gençlerin değil, sadece kötü karakterli gençlerin bir özelliği olması gibi, bunaklık olarak adlandırılan yaşlı çılgınlığı da, tüm yaşlıların değil, SADECE ZAYIF KARAKTERLİ YAŞLILARIN bir özelliğidir." -> Doğru yanı da var ama hastalık boyutunu atlamamak gerekiyor...

MEŞGULİYET HAKKINDA

  • "Meşgul olarak yaşayan biri, yaşlılığın ne zaman bastırdığını anlamaz, böylece insan farkına varmadan, yavaş yavaş yaşlanır, birden çökmez, uzun sürede söner."

YAŞLILIKTA KAYBOLAN HAZLAR HAKKINDA

  • "Erdem, hazzın krallığında asla barınamaz."

  • "Hiçbir şey hazdan daha yıkıcı ve zararlı değildir."

  • "... Uygun olmayan hazza izin vermediği için yaşlılığa büyük saygı duymalıyız. Zira haz düşünceye engel, muhakemeye düşmandır. Tabir yerindeyse aklın gözünü kör eder, erdemle takas edilebilir bir şey değildir."

  • "Yaşlılık, ölçüsüz ziyafetlerden yoksundur. Ölçülü yemeklerden keyif alır."

  • "Sohbet arzusunu artırdığından ve yeme içmeyi azalttığından yaşlılığa büyük bir minnet duygusuyla yaklaşıyorum."

  • "Yokluğunu aramadığın şey acı da vermez."

  • "Kuşkusuz hiçbir şey zihnin hazzından daha yüce değildir."

TARLA, BAĞ, BAHÇE İŞLERİ HAKKINDA

  • "Kısa keseceğim: iyi işlenmiş bir tarladan, faydası bakımından daha bereketli ve görünüşü bakımından daha güzel hiçbir şey olamaz; yaşlılık insanı bu zevkten mahrum etmek şöyle dursun, aksine bu zevke davet eder ve çeker."

OTORİTE HAKKINDA

  • "Şerefli yaşlılığın bilhassa büyük bir otoritesi vardır, öyle ki bu otorite gençliğin tüm hazlarından çok daha değerlidir."

YAŞLILARIN SOMURTKANLIĞI HAKKINDA

  • "Yaşlılıkta somurtkan, kaygılı, öfkeli ve huysuz olmak yaşlılığın bir sonucu değil; karakterin bir sonucudur."

  • "Elbette yaşlılığa ciddiyeti yakıştırıyorum, ancak diğer her şey gibi o da ölçülü olmalı, huysuzluk ise asla olmamalı"

ÖLÜM HAKKINDA

  • "Sona varınca geriye sadece erdemle ve doğrulukla yapıp ettiklerin kalır."

  • "İnsanın kendine yaşaması için tanınan süreye memnun olması gerekir."

  • "Kısa yaşam süresi iyi ve dürüst bir yaşam için yeterince uzundur."

  • "Her şeye rağmen ölümü küçümseyebilirsen doğru yaşamış olursun."

  • "...dolayısıyla yaşlıların ömürlerinin geri kalan az kısmını açgözlü bir şekilde terk etmemeleri ve sebepsiz yere ondan vazgeçmemeleri gerekir."

  • "Zira öleceğimiz kesin, bugün ölüp ölmeyeceğimiz ise kesin değildir. O halde her saat ölümün yıkıcılığını korkuyla duyumsayan biri zihnen huzurlu olabilir mi?"


Yaşlılık (Şimdi yazacaklarım benim sözlerim bu arada :D ), bir toplum için en değerli süreçlerden biridir. Devlet, insanlarını yaşlılığa hazırlamalıdır. Cicero'nun da dediği gibi yaşlılık, gençken ne yaptığınla ilgilidir. Bu nedenle devletler insanının aşırı yıpranmadan yaşlanmasını ve yaşlılığında topluma örnek insanlar olarak yetiştirmelerini sağlamalıdır.


Son olarak size aşağıda görsellerini bıraktığım iki basit örnek sunarak ülkemizin kanayan yarası olan emekliliğin yabancı ülkelerle farkını sunup, yorumunu size bırakacağım...







 
36 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Son Yazılarım

bottom of page