top of page

Mücadeleyi Whiplash'ten Öğren



İnternette önerilen filmler kategorisinde her zaman bu filmi gördüm ama izlemek şimdiye nasip oldu.

Bateri çalan bir genç. Çok da yetenekli. Yeteneği ile iyi bir okula girmiş.

Okullara girmek herkesin yaptığı bir şey zaten. Amerika'da bilmiyorum ama Türkiye'ye yeteri kadar test çözüp, ezberlersen, hatırı sayılır bir güzel sanatlar okuluna gidebilirsin.

Ama bizim bateristin belli ki bolca yeteneği de var.

Yetenek hiçbir şey. Onu ortaya çıkaracak bir ortam ve o yeteneği deşecek birisi.

"Deşecek" diyorum çünkü yetenek bir tohumdur.

Azra Kohen'in Fi kitabında harika bir cümle geçer;

"Çatlama cesareti olan tohumlar adına..."

Tohum çatlamaya başlarsa bir işe yarar değil mi?


Ne güzel yazmış Azra Kohen...

Bu cümle aklımın her zaman bir köşesinde durmuş ama Whiplash'e kadar gözümde canlanmamıştı.

Whiplash, yetenekli bir adamın, öğretmeni tarafından çalışmaya zorlanmasını ve kendini aşmasını anlatan bir film.


Günümüzde pek görülmeyen tarzdan şeyler...

İnsanlar çalışıyor, belki az da olsa zorlanıyor ama tohumlarını yani yeteneklerini çatlatmıyorlar. Kendilerini aşacak kadar kendilerini zorlamıyor, sahip oldukları derinliğe inemiyor sadece bakıp düşünüyorlar.

Whiplash, hayatımda uzun süredir saklı kalan bu hissi yeniden ortaya çıkardı. Hayatıma baktığımda 2 önemli unsurun beni oldukça zorladığını düşünürüm.

İlki Sadi Yücebaş'tır.

Benim gitar öğretmenimdi kendisi. 3.sınıfta iken 2002 yılında, KODA MÜZİK'e gidip hevesle gitar öğrenmeye başlamıştım. Aslında Haluk Levent şarkılarını çalsam yeterli diyordum ama Sadi hocam önüme klasik gitar kitabını koydu ve notaları öğretmeye başladı.

İlk haftaları hatırlıyorum da her gidişimde yaptıklarımı bir türlü beğendiremiyordum. Bana göre harika olan şeyler, ona göre basit ve yetersizdi.

Bu böyle 5 sene devam etti.

İyi ki öyle yapmış.

Sadi hocayı şimdi anlıyorum. Bende yetenek var mıydı yok muydu bilmiyorum ama bildiğim tek şey, beni müzikten anlayan ve gitara tamamen hakim bir müzisyen haline dönüştürmek istediğiydi.

Onun sayesinde ilkokuldan üniversiteye kadar hatta şuanda da öğrencilerime konserler veriyorum.


Beni zorladığı, yapamadığım anlarda 1 saatlik dersi 2-3 saate çıkarıp odaya hapsettiği zamanlar için kendisine minnettarım!

Beni zorlayan ve kendimi keşfetmemi sağlayan bir diğer unsur da Karate yaşamım...

Sporda en büyük handikap yorgunluktur. Yorgunluğu aşmak, daha fazla yorulmakla mümkündür. Bunun için de sağlam bir hedef ve antrenman yapmaya aşık olmak gerekir.

Ara verdiğim 2 yılı saymazsak Karate'ye her zaman büyük bir aşk beslerim. Kata yapmaya başladığımda, yeniden o hissi tadıyorum.

Zamanı durduran hisler...

Yorulduğunda 1 tane daha performans yapmanın verdiği hazzı yıllarca yaşadım.

Şimdi yeniden Karate yarışmalarına hazırlanıp, döndüm ve aynı hazları duyuyorum.

İşte Whiplash beni bu nedenle etkiledi.

Yaptığı işe aşık olan bir öğrenci ile öğrencisinin gerçek potansiyelini ortaya çıkarmayı bekleyen amansız bir öğretmen.

Son sahnesini telefonuma indirdim ve sürekli dinleyip, izliyorum. Her şeyin bittiği bir anda nasıl yeniden doğmanın, yıllarca üzeri dahi çizilmemiş tohumun nasıl bir anda çatladığını gösterir bana...


Önce kendime sonra da size dileğim;

Tutkularınızı farkedin ve asla mükemmel olamayacağınızı bilip mükemmel olmak için çalışın!

Kendinizi aşın!

34 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Son Yazılarım

bottom of page