Size bir soru!
Bugün, tüm öğrencilere tüm derslerden 5-6 tane ünite başlığı versek ve desek ki “Haziran’ın 2.haftas sınavsınız!”, o ünitelere ulaşamayacak öğrenci var mıdır? Bilgisayarı geç, ev internetini de geç, telefon ve 3G olsa bile öğrenciler o konulara internetten ulaşamaz mı?
Kesinlikle ulaşır!
Ünitenin tüm içeriklerini, belki bir günlük ders süresinde elde edebilir.
Peki biz öğrencilere ne öğreteceğiz?
ÖĞRENMEYİ!
Öğrenme öğretildiğinde, öğrenci istediği kaynağa yöntemleri bularak ulaşabilir.
Ders çalışma becerileri geliştirebilir. Eksik olduğu konuları tespit edip o konularda çalışabilir.
Çünkü öğrenmeyi öğrenen insanlarsa geribildirim mekanizması aktif olarak çalışmaya başlar.
Öğrenci eksik ya da yetersiz olduğu noktalarda üzülüp, yakınmaz. Bunları tespit edip, yeni yöntemleri keşfetmeye çalışır.
Yeni yüzyılda öğrencilere hazır bileğiyim sunmanın hiçbir anlamı yok. Onların öğrenme biçimleri bile değişiyor.
Yeni nesile bir şeyi anlatmak yerine göstermek daha uygun.
Tabi bu yazmanın ve hayal ettirmenin önemini unutturmamalıdır. Gerçi bu başka bir yazının konusu.
Bir Türk çocuğu, aldığı eğitim sonrasında gelecekte şu düşüncede olmalıdır: “Gelecekte nerede ve hangi koşullarda olursam olayım, orada yaşamaya ve katkı sağlamayı öğrenmenin bir yolunu bulurum ve kendime yetebilirim.”
Yeni bir projem var. Adı: "Türkiye'nin Eğitim Ütopyası". Tamamen bir ütopya inşa ediyorum belki birileri görür ve aynı hayale, aynı ütopyaya birlikte inanırız diye...
Çünkü ütopyalar güzeldir...
